Büşra KİRAZ-Eylül Zamanı
Büşra KİRAZ
EYLÜL ZAMANI
Gözünü
üstünde yeterince tutarsan
Yavaşlar
zaman, dedi bir yazar.
O vakit
başladım, onunla göz göze gelmemek için
Takdire
oldukça şayan bir çaba vermeye.
Yavaşlasa
ne çıkar, düşündüm.
Düşündüm, -ki
ben hep düşünürüm.
Cesaret
edemedim,
Sonuçlarına
katlanmaya.
Bir
punduna getirip kavrayıverdi bileğimi yazgım.
Çekti bir
iskemle, bağladı beni,
Çiviledi
bir saatin karşına, bak dedi.
Bak, bak
ve gör.
Baktım
ilkin, çok sonra gördüm
Saatin
ardında bir bomba durduğunu.
Görüyorum ve
zaman,
Kesilmesine
az kalmış sular gibi akıyor bileklerimden,
Giderek
daha az, giderek daha seyrek.
Kesintiyi
haber verir sesler çıkıyor saatten,
İrkiliyorum.
Giderek
azalan bir şeye dönüşüyor ömrüm,
Zerrelerine
ayrılıyor,
Bir kum
saatinin yer çekimine er geç yenik düşecek tarafındaki o zerrelere.
Gücünü
kendinden alan, hadsiz bir yenilgi bu.
Kumlara
karışıyor sularım.
Öbek öbek
kusuyorum belleğimi.
Saçlarım
çapçamur, ellerim paslanmış.
İnsan, bir
kumaş gibi boydan boya kesemiyor yazgısını.
İşte, göz
gözeyiz, ama yavaşlatamıyorum onu.
İçime bir
piç gibi terk ettin bu umudu,
Ey yazar,
nefret ediyorum senden.
Benimle
toprağa ekilecek bu nefret, her Fatiha ruhuna değecek.
Benden
evvel nefretim dirilip mahşer yerine sürülecek.
Sorarlarsa,
hakkım helal değil sana.
Kucağında
taşı diye beni kardeşimin yanına.
Ellerin bulansın
diye çamura.
Belli ki
bu defa zaman benden gözlerini kaçırıyor,
İşte, hiç
anlayamayacağı bir argüman kurdum bizim yazara.
Yine de
dargınım sana,
Zamanı
ilaç diye süremediğimden
Hiçbir
yarama.
Teşekkürler...
YanıtlaSil