Dede Sefer AKDOĞAN-Acziyet

 Dede Sefer AKDOĞAN

ACZİYET

 

Bir boşluk duyuyordu içinde, kendini aramaktan korkar.

Önce sessiz sedâsız bir yapı,

Sonra sessiz sedâsız bir enkaz.

Siyah, karanlık, kahpe geceyi sırtına giymiş

Ağır ağır yürüyor, hava soğuk ve ayaz.

Bembeyaz yüzler görüyor, ifadesiz ve beyaz.

Çarpışa çarpışa yürüyor hayaletlerle.

Alnında ter damlaları soğuk soğuk,

Soğukluğun hararetini hissediyor bedeninde.

Başı döner gibi oluyor, sendeliyor.

 

Sonra kendi kendine "İyiyim" diyor, "İyiyim."

Sonra kendine kızıyor: "İyi misin?"

"Alçak!" diyor,

"Alçaksın ey insanoğlu,

Dün ciğerini dağlayan bir acıya yarın tebessüm edecek kadar,

Her işini menfaat çamuruna bulayacak kadar,

Tanrı'ya söz verip bir saat sonra sözünü bozacak kadar alçaksın!

İyi misin? İyi de değilsin.

Sen hiç iyi olmadın, istesen de olamayacaksın.

Zaten hiç istemedin."

 

Ayakları birbirine dolaşıyordu, yalpaladı.

Bir iki adım sonrası sadece bedeninin değil, ruhunun da yıkılışı olacaktı.

O, bundan habersizdi...

Düştü.

"Hay Allah!" dedi, "Dalmışım."

"Allah'ın cezası seni, neye dalmışsın?

Neydi seni bu kadar düşündüren?

Kendine bile itiraf edemeyecek kadar korkak ve acizsin.

Kendime itiraf edemeyecek kadar korkak ve acizim...

 

Üstü başı toz ve çamur,

Gökte kara bulutlar ve yağmur.

Düştüğü yerden kalkamadı; tek elini kaldırıma dayamış, oturuyor.

Gözleri, asfalttaki çukura birikmiş yağmur birikintisinde,

Mağmur.

Buna bir son vermeli artık,

Bu âna bir son vermeli artık!

Elini ceketinin cebine soktu, son yirmi lirası vardı, yırtık.

"Bir şey yapmalı." dedi, "Bir şey yapmalı..."

Bir anda daldırdı suratını yağmur birikintisiyle dolmuş çukura.

Sonra kaldırdı suratını, yirmi saniye geçmemişti daha.

Sitem etti yine kendine:

"İnsan boğulur mu hiç yağmur birikintisinde."

 


Yorumlar

Popüler Yayınlar